Posts List
Forum >> Turkish Meeting Point - Army Guide >> Askerî terim
Records 1 to 10 of 30
Post |
|
atlı 13:54 21.02.2007 |
Tank
Tank, ana görevi doğrudan ateş gücü kullanımıyla düşman kuvvetlerine saldırmak olan, paletli ve zırhlı bir savaş aracıdır. Tankı diğer savaş araçlarından ayıran özellikleri ağır bir zırha, yüksek ateş gücüne ve her türlü arazide hızlı gidecek şekilde tasarlanmış sürüş takımlarına sahip olmasıdır. Her ne kadar masraflı ve lojistik açıdan çaba gerektiren araçlar olsa da, yer hedeflerine saldırma yeteneği ve piyadelerin moralini çökertmesi nedeniyle modern orduların vazgeçilmez unsurlarındandır.
Tanklar güçlü savaş makineleri olsalar da, nadiren tek başlarına hareket ederler. Zırhlarına ve hareket yeteneklerine rağmen omuz üstünden ateşlenen anti-tank füzelerine, mayınlara, topçu ateşine, ve hava saldırısına karşı zayıftırlar. Bu nedenle genellikle diğer birliklerle bir arada hareket ederler. Aynı zamanda ormanlık arazide ve kentsel bölgelerde uzun mesafeli atış imkânının ortadan kalkması, görüş açısının darlığından tank mürettebatının tehditleri fark etmekte zorlanması ve hatta taretin hareket yeteneğinin kısıtlanması nedeniyle dezavantajlı duruma düşerler.
Tanklar ilk defa I. Dünya Savaşı'nda, siper harbi çıkmazını yok etmek için kullanılmış ve zamanla savaş alanında klasik süvari görevlerini üstlenmişlerdir. Tank ismi ilk kez İngiltere'de tank fabrikalarında kullanılmaya başlanmıştır. Bir savaş aracı yapıldığını saklayabilmek için işçilere İngiliz Ordusu için paletli su depoları üretildiği izlenimi verilmiştir.
II.Dünya Savaşı'na kadar tanklar piyadelerin yüksek ateş yüzünden aşamadığı yerlerde kullanılıyordu. Bunun için her piyade bölüğünün belli sayıda tankı vardı. Tankı ana silah olarak kullanan ilk ülke Nazi Almanya'sıdır.
Yaklaşık olarak yüzyıldır tanklar ve zırh taktikleri birçok gelişimden geçmiştir. Silah sistemleri ve zırhlar geliştirilmeye devam etmekle birlikte, birçok ulus konvansiyonel olmayan savaş döneminde bu kadar ağır silahların gerekliliğini tekrar gözden geçirmektedir. |
atlı 11:05 22.02.2007 |
Yıldırım savaşı
Yıldırım savaşı, (Alm. Blitzkrieg, okunuşu → Blitzkırig) II. Dünya Savaşı'nda Almanların savaş doktrinidir. Doktrinin amacı hızlı ve ani saldırılarla, düşmanın düzenli bir savunma kurmasını engelleyip sonra da hızlı bir şekilde yok etmektir. I. Dünya Savaşı'nda uygulanan siper savaşı yöntemine karşı geliştirilmiştir. Tankların, uçakların ve zehirli gazların gelişmesiyle siper savaşları terkedilmeye başlanmış daha çok hareketli savunmaya geçilmiştir. Almanların bütün savaş araçları bu doktrin üzerine üretilmiştir.
Blitzkrieg doktrinin başarılı olabilmesi için dört önemli koşul vardı: iyi arazi, iyi hava desteği, iyi lojistik ve iyi eşgüdüm. Sovyetlerde arazinin karlı ve çamurlu, lojistik desteğin de sıkıntılı olması yüzünden başarısız olan doktrin, batı cephesinde ise hava üstünlüğünün kaybedilmesi ve eşgüdümün azalması yüzünden başarısız olmuştur. |
atlı 11:25 23.02.2007 |
Havan topu
Havan topu yivsiz ve kısa namlulu bir top çeşididir. Görmeyerek atış yapabilen üstaçı grubunu kullanan sabit iğneli bir silahtır. Günümüzde 60 mm'lik , 81 mm'lik ve 120 mm'lik havanlar kullanılır. Düşük hazne basınçlı, ince ve hafif bir namlusu bulunan havan topu’nun menzili çok kısadır. Havan topu, namlusu yerle büyük bir açı yapacak biçimde çelik bir tabana oturtulur. Namlusu iki çelik ayakla desteklenir. Ateşleme sırasında mermi namlunun ağzından içeri bırakılır. Namlunun arka ucuna değdiği anda ateşlenen mermi, fırlayarak hedefe yönelir. Havan topunun namlusunun içi düzdür(120 mm'lik havan hariç hepsi yivli ve setlidir). Havan topu geri tepme etkisi yüksek olan bir silahtır. Özellikle yumuşak toprak zeminlerde havan topunun bir kez ateşlenmesi bile tanbur'un (havan namlusunun dibinin oturtulduğu, yere sabitlenen yuvarlak sehpa) yere gömülmesine yetmektedir. Havan topunun roket biçimindeki mermisi, arka ucundaki kanatçıkları sayesinde hedefe doğru kararlı biçimde yol alır. |
atlı 09:17 26.02.2007 |
Aktif koruma sistemi
Aktif koruma sistemi zırhlı savaş araçları nı saldırılardan korumak için uygulanan sistemlerinin bütününe verilen addır. İki türlü aktif koruma sistemi vardır:
Birincisi düşmanın güdümlü silahlarının hedefini şaşırtan sistemlerdir. Bunlar genelde düşman tarafından omuz üstünden atılan güdümlü füzelere karşı kullanılmaktadır. İlk kez Çeçenistan'daki operasyonlarda Çeçen savaşçıların kullandığı füzelere karşı Rus tanklarının etkisiz kalması ile tasarlanmaya başlanmıştır. Ayrıca batılı ülkelerde kendi sistemlerini geliştirmiştir.
İkinci sistem ise gelen mermiyi veya roketi havada patlatmaya yarayan sistemlerdir. Bu sistemler çok hassas milimetrik radarlar gerektirmektedir. Sovyet'ler tarafından ilk geliştirilen sistemin adı Drozd 'dur. Afganistan savaşında Sovyet güçleri bu sistemi T 55A tanklarına monte etmişlerdir. Sistem %80 oranında başarılı olmuştur ancak tankına yanında savaşan piyadeler için ölümcül olduğundan dikkatli kullanılması gerekilmekteydi. Bu sistemler genelde tamamen mekanize birlikler üzerine kurulu ordular tarafından kullanılmaktadır. ABD ve bazı batılı ülkeler gibi piyade birliklerine önem veren ülkeler tarafından kendi askerlerine zarar verdiği gerekcesi ile yaygın olarak tercih edilmemektedir. |
atlı 12:32 27.02.2007 |
Amfibiyen araç
Karada tekerlekli otomobil , suda gemi olarak çalışabilen taşıtlardır. II.Dünya savaşı sırasında başlıca iki türü ortaya çıkmıştır. ABD deniz piyadeleri için geliştirilen ve daha çok tanka benzeyen LVT ile kara kuvvetlerinin desteği ile geliştirilen hem lastik tekerlekli bir kara aracı hem uskurlu bir tekne olarak çalışan DUKW ‘dur. Amfibi araçlara benzemesine rağmen Hovercraft gibi hava yastıklı araçlar amfibi sınıfına girmemektedir. |
atlı 10:04 03.03.2007 |
Periskop
Periskop, deniz ve kara savaşlarında, harekatı kolaylaştırmak maksadıyla kullanılan, emniyetli mesafelerden hedefi görünmeden incelemeye yarayan optik bir alet. Teknisyenler, nükleer araştırmaları da tehlikeli bölgeye yaklaşmadan periskopla gözler. Periskopun en çok kullanıldığı saha denizaltılardır.
Periskopta iki yansıtıcı ayna veya prizma bulunur. Birinci ayna hedeften gelen ışıkları doksan derece kırarak aşağı doğru yansıtır. İkincisiyse bu gelen ışıkları tekrar doksan derece kırarak yatay yönde göze iletir. Periskopun bu özelliği teleskop yapı ile güçlendirilir. Periskop, mercekler yardımı ile hedefi yaklaştırma, büyütme özelliği kazanır.
Periskop, prensip olarak ters ve doğru yerleştirilmiş iki dürbünün bir tüp içine yerleştirilmesinden ibarettir. Ters dürbünde cisimler olduğundan daha küçük görülmesine rağmen görüş açısı çok büyüktür. Ters dürbünle genişletilmiş görüş sahası doğru dürbünle tekrar büyütülüp yaklaştırılarak gözlenir. Bu duruma göre görüntüyü büyütmek için üst (ters) dürbün görüntüsünün küçültülmesi; alt (doğru) dürbün görüntüsünün ise büyütülmesi gerekir. Bu işlemler periskop kafasına monte edilmiş kolların elle döndürülmesiyle yapılır.
Periskopta görüntüye ve kullanıma tesir eden birçok husus vardır. Fiziki olarak periskopun ince ve uzun olması istenir. Periskop boyunu uzatmak için ara mercek düzenleri ilave edilir. Boy uzayıp çap daraldıkça ışık kaybı artar. Görüntü büyütme ve görüş açısı mercek çaplarına bağlıdır.
Periskopla yalnız cisimlerin şekli incelenmekle kalmaz, ayrıca hedef, mesafe ve açı göstergeleri ilavesiyle hedefle ilgili daha geniş bilgi de toplanır. Gelişmiş periskoplarda fotoğraf makinaları, ekran görüntüleme, hafıza sistemleri de mevcuttur. Bütün bu parçalar basit bir silindirik tüp boru içerisine monte edilmiştir. Boru çapı küçüldükçe görüş açısı küçülür.
Periskop Birinci Dünya Savaşında kullanılmaya başlanmıştır. Önceleri siperlerden gözükmeden hedefin incelenmesi maksadı ile yapılan periskoplar, daha sonraları tanklara, büyük kara ve gemi toplarına, denizaltılara da monte edilmiştir. Fiber optiğin gelişmesiyle çok ince çaplı ve uzun periskoplar yapılmıştır. Fiber optik periskoplar insan vücudunun çeşitli yerlerine sondaj yapılarak incelenmesini mümkün kılmaktadır. |
atlı 09:53 05.03.2007 |
Gaz türbini
Gaz türbini, yanma ile açığa çıkan ısı enejisini mekanik enerjiye çevirmeye yarayan bir makinedir.
Bir gaz türbini basit olarak 3 bölümden oluşur:
Türbinin bir ucundan giren hava kompresör tarafından basıncı artırıldıktan sonra yanma odasında içine yakıt püskürtülmek suretiyle yakılır. Yanma sonucu yüksek basınç ve sıcaklığa (entalpiye) kavuşan hava türbin kanatlarına çarparak türbini döndürür.
Uçak motoru olarak kullanılan gaz türbinlerinde türbin yalnızca kompresörü çalıştıracak kadar enerji üretir ve yüksek enerjili hava (ve yanma sonucu açığa çıkan diğer gazlar) türbinden büyük bir basınç ve hızla atmosfere çıkarak uçak için gereken itme etkisini oluştururlar.
Üretilen enerji diğer uygulamalarda bir şaftı çevirmek için de kullanılır. Bu tip gaz türbinlerinde türbin bıçakları çok daha fazla sayıdadır ve türbine aktarılan kinetik enerji kompresörü çalıştırmak için gereken enerjiden çok daha fazladır. Türbinin şaftı döndürmesi ile elektrik enerjisi üretilebilir, ya da tren, gemi, hatta bazı otobüs ve tanklar hareket ettirilebilir.
Uçak motorları içten yanmalı motorlara göre düşük verimli olsa da güç/ağırlık ve güç/hacim oranları bilinen motorların en yükseği olduğu için tercih edilirler.
Gaz türbinlerinin verimini artırmak için tekrar ısıtma (reheat), eşanjör kullanma (heat exchanger) vb. kimi yöntemler kullanılabilir. Ayrıca havadan daha iyi termo-mekanik özellikleri bulunan kimi gazlar enerji üretim tesislerinde türbinleri çevirmek için kullanılabilirler. |
atlı 16:29 19.03.2007 |
Bombası
El bombası, içi infilak maddesi veya kimyasal maddelerle doldurulan ve bir patlama veya ateşleme tertibatını ihtiva eden küçük bir bomba türü. Bu bomba genel olarak elle atılır. El bombaları üç cinstir. l. Tahrip el bombası 2. Kimya el bombası 3. Eğitim el bombası. |
atlı 11:07 21.03.2007 |
Turboşarj
Turbo, motora atmosferik basıncın üzerinde hava vererek yani cebri doldurum yaptırarak daha küçük hacimli motordan daha yüksek güç alınmasını sağlatan, hareketini egzoz gazının dışarı çıkma basıncından alan bir çeşit pompadır. Türbin ve kompresör olmak üzere iki adet pervaneye sahiptir. Türbin eksoz tarafında, kompresör emme tarafında yer almaktadır. Egzoz gazının çıkma basıncıyla dönen türbin aradaki bağlantı milinin yardımıyla kompresör pervanesini döndürür. Bu sayede motor silindirine önemli ölçüde artan bir hava girişi sağlanır. |
atlı 11:15 27.03.2007 |
Atom bombası
Atom bombası, patlamanın kontolsüz çekirdek tepkimesi yoluyla sağlandığı bomba modelidir. Çekirdek tepkimesi zincirleme ve çok hızlı gerçekleştiğinden ortaya devasa bir enerji açığa çıkar ve bu da patlama ve beraberinde şok dalgası yaratır.
Fizyon tipi çekirdek tepkimesine dayalı atom bombalarında yüksek zenginlikte (saflıkta) Uranyum (235U) veya Plütonyumdur (239Pu) kullanılılır. Günümüzde üretilen bombalar daha çok plütonyum içeriklidir. Bu yüksek zenginlikte malzeme, zenginleştirme tesislerinden ya da nükleer reaktörlerden elde edilmektedir.
Zincirleme çekirdek tepkimesinin gerçekleşmesi için, ortamın kritik adı verilen seviyede ya da üstünde olması gerekmektedir. Bunun sağlanması için gereken belli miktarda kütle ve bu kütlenin de belli bir hacimde olmasıdır. Bu gereken en az kütleye kritik kütle, hacime de kritik hacim denir. Atom bombalarına kritik kütle sağlanacak miktarda malzeme konur fakat bu malzeme öyle bir dağınık yerleştirilir ki, kritik hacim şartı sağlanamaz ve bu sayede bomba beklerken ya da taşınırken tamamen güvenli bir şekilde durur.
Atom bombasında patlamanın gerçekleşmesi için nükleer malzeme dışında iki ayrı önemli bölüm daha vardır. Bunlardan biri tetiklemeyi yapacak olan fünye diyebileceğimiz parçadır. Genelde dinamit kullanılır. Bombanın patlaması için bu az miktardaki dinamit ilk olarak patlar ve patlamanın etkisi ile dağınık nükleer malzeme bir ayara gelerek kritik hacme ulaşır. İkincisi ise nötron kaynağıdır. Artık kritik kütlede ve hacimde olan malzemede zincirleme çekirdek tepkimesini bu nötron kaynağından çıkan nötronlar başlatır ve bundan sonrası kontrolsüz bir biçimde devam eder ve patlama gerçekleşir. Japonya'yı neredeyse yok etmiştir. Termonükleer bombanın bulunmasından sonra atom bombası taktik silahı olmuştur.
6 Ağustos 1945 sabahı ilk atom bombası Enola Gay isimli bir bombardıman uçağı ile Hiroşima’ya atıldı. 3 gün sonra, 9 Ağustos 1945 günü ise ikinci atom bombası, Bockscar isimli uçaktan Nagasaki'ye atıldı. Bu iki bomba, patlama, ısı, radyasyon gibi etkileri ile, 100 bin üzerinde insanı öldürdü. Amerika bombalamaya devam edeceğini açıklayınca, 15 Ağutos'ta Japonya teslim oldu. |